1 Mart 2010 Pazartesi

İyi ki varsın Deniz Barış!

Parmağımdaki sakatlıktan dolayı bu haftaki maçların analizini geniş bir şekilde yapamadım.. Şimdi ağrısı biraz geçince aklımdaki bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim.. Deniz Barış.. Herhangi bir kötü sonuçta taraftarın bulabileceği en kolay suçlu.. Peki nedir suçu Deniz'in?

Verilen görev ne olursa olsun sahada elinden geleni yapması mıdır?
Hocası hangi pozisyonda oynatırsa oynatsın, görev bilinciyle oynadığı mevkinin hakkını vermesi midir?
Gece alemlerinde fazla gözükmemesi midir?
Medyada boy boy pozlar verip, gazetecilere para yedirerek çok çalışıyor haberleri yaptırmaması mıdır?
Taraftara şirin gözükmek için onları pohpohlayacak açıklamaları yapmaması mıdır?
Islıklandığında ve yuhalandığında, kendi tribünlerinden küfür yediğinde, ağlayıp sızlamadan sahada sadece görevini yapmaya çalışması mıdır?
Islıklandığı son maçta ayağına oldukça sert bir müdahale gelmesine rağmen, orada daha da fazla tepki görmemek için sakatlandım ayağına yatıp sahadan çıkmaması mıdır?
Appiah'ın sık sık yaptığı gibi sahada yetişemeyeceğini bildiği halde, sırf çok bilmiş bir kısım taraftar "Oooo bak şuna , topa yetişmesi zor olmasına rağmen elinden geleni yaptı" dedirtip kendisini alkışlatmasına gerek görmediğinden mi?
Yoksa rakiplerine saygılı olup, onları köşeye sıkıştırdığında ya da hakemin görmediği yerlerde acımasızca tekmelemediği, sakatlamaya çalışmadığı için mi?
Köşe bayrağının oraya topu götürüp, oradan rövaşata denemeleri yapmadığı için mi?

Evet, bazı çok bilmişler sorarlar her fırsatını bulduklarında " Neden Avrupalılar gibi değil bizim oyuncularımız ".. Aradaki farkı anlamak için kendilerinin aynaya bakması yeterli aslında.. Verilen her görevi sesini çıkartmadan yapan, amacı sadece takım oyununa katkı vermek olan ve bütün teknik adamlar tarafından tercih edilen bir oyuncuyu ıslıklayarak kendi futbol bilgilerini aslında ortaya koyuyorlar.. Türkiye'de bir çok taraftarın beklediği, sahada takıma değil de kendilerine oynayan oyuncular.. Böyle oyuncular daha çok sevilir.. Deniz ADAM GİBİ ADAM olduğundan, bazı yapmacık hareketleri yapmadığından, sadece işine konsantre olduğundan sevilmez bir çokları tarafından.. Çünkü taraftarı öven açıklamalarını göremezsiniz gazete sayfalarında, ya da köşe yazarlarına para yedirmez, tribünlerden kendi ismi haykırılsın diye para vermez tribün liderlerine, rakip takımlar hakkında aşağılayıcı açıklamalarını okuyamazsınız gazetelerde..

Ama her teknik adam faydalanır kendisinden, her takım arkadaşı Deniz Abi diye hitap eder, sadece yaşından dolayı değil aynı zamanda saygı duyulan bir insan olduğundan.. Bazıları da kendisi sahadayken tribünlerde ıslıklasa da kendi içlerine geldiğinde imza almak için yarışır..

Sahi iyi ki varın Deniz Barış.. Sen olmasan bu çok bilmişler takım arkadaşlarını ıslıklayacaktı, se onlara siper oldun, sen olmasan bu çok bilmişler Daum'a bağıracaktı O'nu da korudun, sen olmasan yönetime kadar dil uzatılacaktı, e sen onları da korudun.. Kolay değildir günah keçisi olmak, ama olsun sen bunları kaldırabilecek olgunluktasın.. Bunu da defalarca gösterdin yaşamın boyunca.. Sen burada kal ki, çok bilmişlerin stresini atmak için bir hedefi olsun, yoksa onlar ne yapar sensiz?

Not: Fotoğraf Fenerbahçe - efes pilsen final serisindeki maçlarda çekilmiştir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder