15 Mart 2010 Pazartesi

Değişen Antu profili!!

2005 yılıydı Antu’ya üye olduğumda.. Daha önceleri de foruma girer, yazılan güzel yazıları okuma şansı bulurdum.. Yazılan o kadar güzel yazılar, o kadar değerli düşünceler vardı ki, onlara ellerinize sağlık bile diyemediğim için içim içimi yerdi.. Mail adresinin hotmail ya da yahoo olmasının kabul edilmemesi dolayısıyla hep uzaktan bakardım yazılan o yapıcı yazılara.. Eleştiriler de yapılırdı ara ara, ama onlar da hep yapıcı eleştirilerdi.. Neden, nasıl, ne zaman, ne şekilde gibi onlarca sorunun cevabı olurdu yazılanlarda..

Üye olduktan sonra, yazılarına imrenerek baktığım insanların yanındaydım artık.. Onların yazılarından bir şeyler öğreniyor, kendi düşüncelerimi paylaşıp eksik kalan kısımları onların bilgi ve tecrübeleriyle dolduruyordum.. Bir dönem duayen sistemi kullanılıyordu.. Yani belli bir duayen kesim vardı ve sadece onlar başlık açabiliyorlardı.. Hepsi de seçilmiş, belli kriterleri taşıyan değerli inanlardı.. Ancak zamanla bu kesimi çekemeyen bir grup tarafından küstürüldüler.. O yazılarını keyifle okuduğumuz, okudukça kendimize bir şeyler kattığımız insanlar birer birer ayrıldılar siteden.. Bir de puanlama sistemi vardı.. O zamanın puanlama sistemi ile topladığın artı ve eksiler oranında puan verebiliyordun.. Böylece ortamı provoke etmeye çalışanlar hemen ortaya çıkıyor, bir şekilde dışlanarak uzaklaştırılıyorlardı..

Zamanla duayen üyelerinde de ayrılmasıyla Fenerlist grubu ile yapılan ortak organizasyonlar, projeler azaldı.. O eski yazılar seyrekleşti.. Yine o dönemlerde Turkcell mail ile üyelik alımı başlatıldı.. Bu şekilde birçok üye geldi.. 15-20 yaş arasındaki üyeler forumda daha hakim bir kesim oldu.. İnternet olanağı olan hemen herkes üyelik aldı.. Farklı insanların farklı görüşleri ile daha zengin bir içerik olacağı düşünüldü belki de.. Ancak nicelik olarak yükselen değerler nitelik olarak gitgide düştü.. Forumda gün geçtikçe genç neslin hakimiyeti arttı.. Forumun eski üyeleri fikirlerini paylaştıklarında çocukları yaşındaki insanlardan “Hadi be, çok bilme sen” tarzında cevaplar alınca yavaş yavaş forumda yazmak yerine okumayı tercih ettiler.. Nicelik mi nitelik mi tartışmaları çoğu zaman yaşandı ama nicelik her zaman üstün çıktı..

İlk zamanlarda yapıcı başlıkların açıldığı, “Hep destek, tam destek” felsefesinin oluşturulup benimsendiği, üyelerin birbirine saygıyla yaklaştığı ortamda son zamanlarda artık çocuk yaştaki kişilerin alınan her kötü netice sonrası “ Şu futbolcu değil, ben çıksam daha iyi oynarım”, “ Takım kötü oynuyor ama teknik direktör paf takımdan oyuncu oynatmıyor”, “ İnşaat işini biliyorsun ama benim kadar futboldan anlayamazsın başkan” gibi cümlelerini görülüyor..

Oyuncular kötü performans sergileyecektir elbet ama okuldan eve gelip de daha üstünü değiştirmeden ben ondan daha iyi oynarım demek ne katar diğer üyelere.. Teknik direktörün de hataları olur zaman zaman.. Kimi teknik direktör hatlarını sık sık da yapabilir ama içinde bulunduğun yaş kadar bu meslekten para kazanan insana ben senden daha iyi bilirim, şu sistemde oynasak her maçı kazanırız demek ne kadar doğru? Ya da yaşın kadar futbolda yöneticilik yapmış insanla yöneticilik konusunda aşık atmak ne adar mantıklı?

Hatasız insan olmaz elbette ama hataları eleştirmenin de bir adabı var.. Bu ağır eleştirileri yapanlar önce kendilerini sorgulamalılar? Kendileri içinde bulundukları işlerde ne kadar başarılılar? Mesela okulunda derslerini hep en iyi derece ile mi geçiyorlar? İş yerlerinde patronları her ay üstün performansından dolayı kendilerini ödüllendiriyor mu? Yaptıkları işlerinde her gün kar sağlıyorlar mı?

2 yorum:

  1. Derbiler sonrası kahvede arkadaşıyla konuşur gibi başlık atan, taraftarı en az basın kadar gazlayan, galeyana getiren ve diğer takımlarla it dalaşına giren moderasyonun da etkisi var bu değişimde. Sorun sadece antu'da değil ama. Ne yazık ki diğerleri de farklı değil. Al Kanarya'yı vur Aslan'a, çıkan sonucu da Kartal'dan çıkar...

    YanıtlaSil
  2. Dediğin gibi yazı yanlış anlaşılmasın.. Antu'yu farklı gördüğümden ve de son yıllardaki değişiminden dolayı ele aldım.. Yoksa söylediğin gibi Galatasaray forumlarının da Beşiktaş forumlarının da pek bir farkı yok.. Benzer olayları diğer sitelerde de görüyoruz.. Forumlar artık eskisi gibi bir şeyler paylaşmak amacıyla değil, deşarj olma amacıyla kullanılıyor diye düşünüyorum..

    YanıtlaSil