Maça 4-3-3 sistemi ile başladı Mourinho.. Kendi sahasında göstermediği cesareti deplasmanda gösterdi.. Bunun üç nedeni olabilirdi.. Birincisi oyuna hızlı başlaması beklenen Chelsea'ye gözdağı vererek oyuna yüksek tempo ile girilmemesini sağlamak.. İkincisi erken bir gol bularak psikolojik üstünlüğü ele geçirmek ve deplasmanda avantajı elde etmek.. Üçüncüsü ise Cech ve Hilario'nun sakatlığı sonrası kaleyi devralan tecrübesiz kaleci Turnbull varken, Chelsea defansını ürkütmek ve defansın ileride kurulmasına engel olmak.. Bunlardan ikinci seçenek hariç düşündüğünü uyguladı Mourinho.. İlk maçı izledikten sonra Chelsea'nin evinde avantajlı olduğunu düşünmüştüm ama Mourinho faktörü ile İnter de mutlaka cevap verecektir diye tahmin etmiştim.. Nitekim Mourinho Pandev-Milito-Eto'o üçlüsü ve arkalarında Sneijder ile sahaya çıkınca rakibini şaşırttı..
Maça Chelsea yüksek tempoda başlayamadı ancak yine de ilk yarıda daha etkili olan takımdı.. Anelka, Drogba ve Malouda ile özellikle ilk yarının son dakikalarında pozisyonlar buldu.. Ancak bu sezon geçirdiği trafik kazasına rağmen formunun zirvesinde olan Julio Cesar bu pozisyonarda rakibine gol izni vermedi.. İnter kontralarla etkili olmaya çalıştı ancak özellikle Milito'nun dikkatsizliği yüzünden çok da etkili olamadı.. İkinci yarı İnter oyuna daha çok hakim olan takımdı ve maçı da kazanmasını bildi.. Drogba son dakikalarda yine sinirlerine hakim olamadı ve sergilediği kötü performansın üstüne bir de rakibinin ayağına basarak kırmızı kartla oyun dışı kaldı.. Maçın adamı ise golün asistini yapan Wesley Sneijder seçildi..
Maç sonrası Mourinho dünyanın en mutlu insanıyım dese de tedbiri elden bırakmamış.. Madrid'e gidecek yol daha çok uzun diye de not düşmüş.. Stamford Bridge'de oyunun hakiminin ilk 5 dakikadan itibaren kendilerinin olduğunu ve bu zaferi sonuna kadar hakettiklerini, maçtan sonra da soyunma odasında bir çok tebrik aldığını ve kazandıkları büyük zafer sonrası bunun normal olduğunu belirtmiş..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder