1 Mayıs 2010 Cumartesi

Fenerbahçe 2-0 Eskişehirspor

Sezonun en iyi maçlarından biriydi ilk yarı itibariyle.. Rakibi kendi sahasına hapseden, ardı ardına ataklarla rakibi döven, pas trafiği ile rakibi deli eden ve gollerle de gardını düşüren bir Fenerbahçe izledik.. Oyuna öyle hızlı başladı ki Fenerbahçe gol adeta geliyorum dedi.. Alex atmasa Özer atacaktı, Özer olmasa Guiza, Guiza olmasa Mehmet, O da olmasa Emre, hiç olmadı Lugano atardı ama gol yine gelirdi..

Takım ligin son haftalarında yakaladığı çıkışı sürdürdü.. Genel olarak sezon boyunca yapılan sık pas trafiğinin bu maçta daha hızlı olduğunu gördük.. Paslaşmalar hızlı olunca da pozisyonlar kendiliğinden geliyor zaten.. Bu paslaşmalarda Alex,Emre,Özer ve Mehmet Topuz’un katkısı büyük.. Aynı zamanda iki bek oyuncusu Gökhan ve Santos da ileri çıktıklarında sayılan isimlerden eksikleri olmadığını yaptıkları isabetli paslarla gösteriyorlar..

Bugün Mehmet Topuz’un artık sağ açık pozisyonunu iyice benimsediğini gördük.. Sezon başında ayağına ve koşu yollarına top bekleyen Mehmet Topuz artık topu almak için boş alanlara kaçıyor, rakibe pres yapıyor ve kendi arkadaşlarından gelen toplarda duvar olup geriden gelenler pozisyon hazırlıyor.. Maç boyunca da ileri geri çalışıyor.. Gösterdiği hırs ve azmi sahada görmemek için kör olmak gerek.. Gerek savunmada gerekse de hücumda takıma büyük direnç sağlıyor.. Hırsı ile takımı ateşleyen oyuncularda da Emre ile başı çekiyor.. Bu şekilde oynamaya devam ederse Milli Takım kapıları da sonuna kadar açılır kendisine ve hem Fenerbahçe’de hem de Milli Takım’da vazgeçilmez oyunculardan biri olur..

Mehmet Topuz gibi Özer de bugün çok iyiydi.. Hemen her pozisyonda içeri girerek oynadı.. Alex’in markajda olduğu pozisyonlarda takımın beyni görevini üstlendi.. Geriden gelen Santos’a boş alanlar yarattı.. Emre ile birlikte yaptığı verkaçlar ile rakip takım orta sahasını oyundan düşürdü.. Pas hatalarını daha aza indirirse ve de ameliyatları sonrası ikili mücadelelerde daha sağlam durabilirse takımda kendine her zaman yer bulacaktır..

Emre ve Selçuk da bu maçta orta sahanın hakkını veren diğer isimlerdi.. Emre takımı sürekli öne itti.. İleride başlattığı pres ile rakibi baskı altında tuttu ve tedirgin etti.. Hücum presini başlatan isimdi.. Alex ile uyumu dikkat çekti.. Selçuk da bugün oynanan güzel oyuna ayak uydurdu.. Ama bazen gereksiz çalımlara ve işlere girdi.. Şu gereksiz iş ve çalımları da bir kenara bırakıp, oyunu sade oynamayı başarırsa çok daha parlar o sahada.. Ama kendi görevi dışında işler yapmaya çalıştığında hatasını kapamak için daha fazla çaba sarf ediyor ve bu da bölüm bölüm orta alanda boşluklar oluşmasına neden oluyor.. Ama bugün oynadığı oyunda kaptığı topları, girdiği kademeleri, rakiplerinden aldığı hava toplarını saymak için de iyi bir matematiğe ihtiyaç var..

Defans dörtlüsü yine güven verdi.. Rakibe neredeyse pozisyon vermedi.. Özellikle ilk yarıda savunma da ileride kurularak oyun alanı daraltıldı ve güzel oyunda bunun katkısı tartışılmazdı.. Lugano yaptığı müdahaleler ve hırsı ile yine ön plandaydı.. Bilica da kendisine yaptığı birkaç gereksiz riskli hareket dışında ayak uydurdu.. Volkan da sezonun en rahat maçlarından birini çıkardı..

Vee 10 numara.. Gerek futbolu, gerek yaşam tarzı, gerek kişiliği ile bunu sonuna kadar hak eden adam.. Adam gibi adam.. Sahada 10’u izlemek keyif veriyor.. İnsan izlemeye doyamıyor.. Sahada ne yaptığını ve yapması gerektiğini o kadar biliyor ki.. Keşke hiç bırakmasa futbolu, hep bizlerle kalsa istiyorum.. İnşallah uzun yıllar daha kalır burada.. Böylesine bir futbolcu bu topraklara zor gelir.. Teknik desen var, kafa topu desen var, yaratıcılık desen var, plase desen o da var, oyun görüşü, takımı yönlendirmesi, arkadaşlarını isteklendirmesi.. Ne ararsanız var kendisinde.. Kaptanlığın da hakkını sonuna kadar veriyor.. Attığı gol ile zor olabilecek bir maçı kolaya çeviren isimdi.. Bir topu da direkten döndü ki hani derler ya “göstere göstere vurdu” adeta bu cümlenin hakkını verdi..

Guiza da takımın bu güzel oyununa ileride yaptığı pres ile yardım etmeye çalıştı. Arada top indirmesi ve arkadan gelenlere pozisyon hazırlama çabası iyiydi.. Ama genel olarak etkisizdi gol pozisyonlarında.. Ancak yerine giren Semih’i görünce sahada kalması gerektiğini bir kez daha anladım.. Belki Gökhan Ünal ile eksikliğinde oynanabilir ama Semih’in sahadaki o bitik halini görünce Guiza’yı neden ısrarla oynattığını daha iyi anladım Daum’un.. Daum demişken kendisi de bu güzel oyunu yaratan insanların başında geliyor.. Takım uzun süredir ilk defa bu kadar zevk verdi izleyenlere.. Ayrıca geçen haftanın yıldızı Bekir'i de son dakikalarda oyuna alarak maç ücreti almasını sağlaması güzel bir jest idi.. Umarım son haftalarda da bu güzel futbol ve galibiyetler gelir..

12 numara da bugün sahadaki futbol kadar güzeldi.. Rakibi ilk dakikalarda ıslıklar ve tezahüratlarla sindirdi.. Sonrasında atılan gollerle coştu ve gollerin ardından stadımızda doyasıya eğlendi.. Biz televizyon başından maçı izleyenleri de mutlu etti bu güzel görüntülerle.. Geriye kendi sahamızda oynayacağımız Trabzonspor maçı kalıyor.. Umarım 12 numara aynı performansı o maçta da gösterir ve özlenen mutlu son beraberce yaşanır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder